Türkiye’den Ebru Özkurt: Washington DC’deki Georgetown University’de İngilizce Öğreniyor

Mülakat:

Washington DC’deki Georgetown University’de Yoğun İngilizce öğrenimi gören ve Psikoloji’de lisansüstü eğitim almayı planlayan Ebru Özkurt ile bir mülakat

Neden Amerika’da eğitime karar verdiniz?

Benim eğitim alanım için en iyi yer, ABD. Bundan dolayı yüksek lisansımı burada yapmak istiyorum.

Yoğun İngilizce programınızı nasıl seçtiniz?

Öncelikle, bu program yazma, okuma ve tıpkı bir lisansüstü programda olduğu gibi sunum yapma becerilerinde yoğun eğitim veriyor. Diğer bir unsur ise kursun yeri. Derslerimiz kampüs içinde yapılıyor; böylelikle Amerikalı öğrencilerle tanışıp konuşabiliyoruz.

Sunum hazırlama veya araştırma yapma ve makale okuma gibi bir yüksek lisans programında kullanabileceğim bazı becerileri geliştirmeye ihtiyacım var. Çok ödev veriliyor ve ödevler sadece alıştırmalardan ibaret değiller. Araştırma yapmamız, ders çalışmamız ve ödevlerimiz için gerçekten çok çaba göstermemiz gerekiyor. Bu programa katılmaya karar verdiğimde, en önemli nokta burada kaç Türk öğrenci olduğuydu. Bana bu programı tavsiye eden akrabam bana sadece bir Türk öğrenci olduğunu, onu da binaların ve sınıfların yerlerinin farklı olmasından dolayı pek göremediğini söylemişti. Bunu bilmem çok iyi oldu, çünkü İngilizce pratik yapmak istiyordum. ABD’de Türkçe konuşmak istemiyordum.

En çok neyi seviyorsunuz?

Amerikalı bir konuşma arkadaşım olmasını, ödev hazırlamayı ve sanki bir lisans veya yüksek lisans programındaymışım gibi ders çalışmayı seviyorum. Georgetown programı çok ciddi ve katı. Hep daha fazla çalışmam gerektiğini hissettiğimden bu yanını çok seviyorum.

En çok neyi özlüyorsunuz?

Ev yemeklerimizi özlüyorum.

İngilizceniz nasıl ilerledi?

İngilizcem çok gelişti, özellikle okuma ve yazma becerilerim, çünkü bu becerilere dair ödevlerimi hep yaptım. Bu program bana sunum hazırlamamda, araştırma yapmamda, okumalarımda ve makale yazmamda çok yardımcı oldu.

Sizin için en büyük sürpriz ne oldu?

İnsanlar birbirlerine merhaba, günaydın, nasılsınız diyorlar. Sizi tanımadan sizinle konuşmaya başlıyorlar. Şimdi tanımadığım insanlarla konuşmaya başladım. Bu, hayatımdaki iyi bir değişim.

Peki, en büyük hayal kırıklığınız ne oldu?

Şimdi olduğundan daha akıcı ve daha iyi konuşabilmeyi bekliyordum. EFL’den benim gibi diğer öğrencilerle konuşuyoruz, bu nedenle hata yapıyoruz ve hatalarımızın farkına varmıyoruz.

Dil farklılıklarını nasıl hallettiniz?

Dil farklılıklarını bir sürü film izleyerek ve benim dilimi konuşmayan kişilerle konuşmaya ve arkadaşlık yapmaya çalışarak hallettim.

Yaşam masrafları yüksek mi?

Yaşam ve yiyecekler kampüste bile pahalı.

Farklı bir eğitim sistemine alışmak zor oldu mu?

Ödevlerimi zamanında yaptım, derslere katıldım ve derslerimi dikkatle dinledim ve zamanla alıştım.

Ne tür aktiviteler yapıyorsunuz?

Aktivitelerim, spor yapmak, gezilere katılmak, sinemaya gitmek ve Yoğun İngilizce Programım tarafından düzenlenen toplantılara katılmak gibi bir takım özel aktiviteler.

Burada arkadaşlık kurmak kolay mı ya da zor mu?

Burada arkadaşlık kurmak kolay, insanlar çok samimi ve sıcak. Amerikalılar her yerde herkesle konuşuyorlar.

ABD’deki eğitiminiz kendi kişisel hedeflerinizle ve ülkenizin ihtiyaçlarıyla ne kadar ilgili?

ABD’deki eğitim kişisel hedeflerim için çok iyi, çünkü eğitim sistemi çok sıkı, öğrenciler sadece sınavları için değil, her zaman çalışıyorlar. Araştırma yapıyorlar, okuyorlar, kendi fikirlerini oluşturuyorlar ve çeşitli konular hakkında tartışma yapıyorlar, bu sistemi etkileşime dayanmasından dolayı çok seviyorum.

Diğer öğrencilere ne tavsiye edersiniz?

Daha fazla arkadaş edinmeleri ve İngilizce konuşmaları açısından ABD’yi seçmeliler, çünkü Amerikalılar çok konuşkan ve arkadaş canlısı insanlar. Amerikan eğitim sistemi, daha çok etkileşime dayanıyor ve eğitim yöntemleri daha faydalı. Ezberle işleri yok. Aynı ülkeden gelen öğrenciler için belli bir limite sahip bir okulu seçmelerini tavsiye ederim.